“Bre zavallı insan, az mı derdin var ki kendine yeni dertler
uyduruyorsun? Az mı kötü haldesin ki, bir de kendi kendini kötülemeye
özeniyorsun? Ne diye yeni çirkinlikler yaratmaya çalışıyorsun? İçinde ve
dışında zaten o kadar çirkinlikler var ki! O kadar rahat mısın ki rahatının
yarısı sana batıyor? Doğanın seni zorladığı bütün yararlı işleri gördün
bitirdin, işsiz güçsüz kaldın da mı başka işler çıkarıyorsun kendine? Sen tut,
doğanın şaşmaz, hiçbir yerde değişmez yasalarını hor gör, sonra o senin
yaptığın, bir taraflı acayip, uygunsuz yasalara uymaya çabala. Üstelik bu
yasalar ne kadar özel, dar, dayanıksız, gerçeğe aykırı olursa çabaların da o
ölçüde artıyor senin.” diyorsan,
SENDEN ADAM OLUR.
Eğer;
Eğer;
“Kaynağına ulaşmak için, akıntıya karşı yüzmek gerekir. Çıkmaz sokaktan ne yazık ki güvenli bir dönüş yoktur. Apaçık fikirler sevilmez. Dil, elden uzundur. Bazı düşünceler yazılamaz, sadece düşünülür. Başkentte, köpekler bile daha merkezi havlar. Mutluluk adalarına, yalnızca sıradanlığın denizinden varılır. İyimserler, bir girişimde bulunmanın gereksiz olduğunu düşünenlerdir. Onlara göre her şey zamanla daha iyi olacaktır. Geç kalınmış eylemler, genellikle korkunç eksikliklere neden olur. İnsanın çalışmayı sürdürmesini, başarıları kadar engelleyen başka hiçbir şey yoktur. Başarılar sürekli onaylanmayı ve aşılmayı gerektirirler.” diyorsan,
Eğer;
“Dertlerimizi avutan, akıl ve hikmettir; o engin denizlerin ötesindeki
yerler değil. Ülke değiştirmekle kıskançlık, cimrilik, kararsızlık, korku,
tutku bizi bırakmaz. Socrates'e birisi için, seyahat onu hiç değiştirmedi,
demişler. O da; çok doğal, çünkü kendisini de beraber götürmüştür, demiş. İçi
arınmamışsa, neler bekler insanı, kendi kendisiyle ne savaşlar eder boşuna!”
diyorsan,
SENDEN ADAM OLUR.
Eğer;
“Tutkular, ne kemirici kaygılar, korkular içinde kıvranır insan! Ne çöküntüler yapar bizde gurur, şehvet, öfke, gevşeklik ve tembellik! Issız yerlerde kendin için bir evren ol! Yapmaya alıştırıldığımız işlerden binde biri bile kendimizle doğrudan doğruya ilgili değil.” diyorsan,
“Tutkular, ne kemirici kaygılar, korkular içinde kıvranır insan! Ne çöküntüler yapar bizde gurur, şehvet, öfke, gevşeklik ve tembellik! Issız yerlerde kendin için bir evren ol! Yapmaya alıştırıldığımız işlerden binde biri bile kendimizle doğrudan doğruya ilgili değil.” diyorsan,
SENDEN ADAM OLUR.
Eğer;
“Kavuşabildiğimiz zevk ve nimetlerin hepsi mutlaka dertlerle, üzüntülerle karışıktır. Derin bir sevinçte, eğlentiden çok ciddilik vardır. Mutluluk bile haddini aşarsa azap olur. Tanrı’nın bize verdiği nimetlerin hiçbiri katıksız ve kusursuz değildir, onları bir dert pahasına satın alırız.” diyorsan,
SENDEN ADAM OLUR.
“Kavuşabildiğimiz zevk ve nimetlerin hepsi mutlaka dertlerle, üzüntülerle karışıktır. Derin bir sevinçte, eğlentiden çok ciddilik vardır. Mutluluk bile haddini aşarsa azap olur. Tanrı’nın bize verdiği nimetlerin hiçbiri katıksız ve kusursuz değildir, onları bir dert pahasına satın alırız.” diyorsan,
SENDEN ADAM OLUR.
Eğer;
“Kaynağına ulaşmak için, akıntıya karşı yüzmek gerekir. Çıkmaz sokaktan ne yazık ki güvenli bir dönüş yoktur. Apaçık fikirler sevilmez. Dil, elden uzundur. Bazı düşünceler yazılamaz, sadece düşünülür. Başkentte, köpekler bile daha merkezi havlar. Mutluluk adalarına, yalnızca sıradanlığın denizinden varılır. İyimserler, bir girişimde bulunmanın gereksiz olduğunu düşünenlerdir. Onlara göre her şey zamanla daha iyi olacaktır. Geç kalınmış eylemler, genellikle korkunç eksikliklere neden olur. İnsanın çalışmayı sürdürmesini, başarıları kadar engelleyen başka hiçbir şey yoktur. Başarılar sürekli onaylanmayı ve aşılmayı gerektirirler.” diyorsan,
SENDEN ADAM OLUR.
Senden Adam Olur Blog
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder